İstanbul Gedik Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Gedik, İstanbul Gedik Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
Kalın Kesitli Hadfıeld Çeliklerine Karbon ve Molibden İlavesinin Etkisinin İncelenmesi
(Osman SAĞDIÇ, 2023) Öztürk, Faruk; Gürol, Uğur; Uysal, Mehmet
Hadfield çelikleri madencilik endüstrisinde özellikle yüksek tokluk ve aşınma direnci gerektiren astar plakalarında, konik kırıcıların cevher ile temas eden ve cevheri öğüten kırıcı mantolarında, kırıcı çenelerinde ve iş makinalarının yürüyüş takımlarında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çeliklerde artan kalite gereksinimleri nedeniyle, daha yüksek tokluk ve aşınma özellikleri elde etmek için dökümhanelerin Ar-Ge departmanları tarafından alaşım geliştirme ve ısıl işlem optimizasyon çalışmaları önem kazanmaktadır. Bu çalışmada kalın kesitli Hadfield çeliklerinde karbon ve molibden ilavesinin mikro yapı ve mekanik özelliklere etkisi incelenmiştir. Döküm numunelerinin karakterizasyonu için mikro yapı incelemelerine ek olarak sertlik, çekme ve darbe çentik testleri uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar en yüksek çekme ve süneklik değerlerinin düşük karbon içeriğine sahip (1.09%C) molibdensiz analiz ile elde edilebileceğini göstermiştir. Ayrıca, daha yüksek akma mukavemetine sahip karbürsüz bir yapı eldesi için molibden ilavesi olması durumunda ise ısıl işlem sıcaklığının veya süresinin arttırılması gerektiğini ortaya koymuştur.
Öğe
Güncel Verilerle Vücut Geliştirme Sporcularında Beslenme
(İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, 2022) Türkmen, Nur Sinem; Pınarlı, Çağla
Vücut geliştirme sporunun popülaritesi gün geçtikçe artmaktadır fakat buna karşılık literatüre bakıldığında kanıta dayalı beslenme önerilerinin sayısının oldukça az olduğu görülmektedir. Bu çalışmada literatürde geçen, vücut geliştirme sporcuları için verilen kanıta dayalı güncel beslenme önerileri derlenmiştir. Vücut geliştirme sporuyla ilgilenen bireylerde enerji ihtiyacının doğru hesaplanması, vücut ağırlığında azalma sağlamak için temel hedef olmalıdır. Vücut geliştirme sporcularında kas kaybını önlemek için haftalık en fazla %1’lik vücut ağırlığında azalma önerilmektedir. Vücut geliştirme sporcusu için gerekli enerji hesaplaması yapıldıktan sonra, vücut ağırlığında kilogram başına en az 2.3 g/kg/gün protein alımı önerilmektedir. Aynı zamanda her öğünün 0.4-0.5 g/kg protein içermesi önerilmektedir. Günlük enerji gereksiniminin %15-30’unun yağlardan, %20’sinin proteinlerden ve geri kalanın ise karbonhidratlardan gelecek şekilde beslenme programı düzenlenmelidir. Vücut geliştirme sporcuları için ideal öğün sayısında ise özellikle dayanıklılık egzersizleri süresince günlük 3 ile 6 öğün tercih edilmelidir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre öğün saatleri ve sıklığının vücut ağırlığında azalma veya yağsız kütleyi korumak için belirgin bir pozitif etkisinin olmadığı görülmüştür. Müsabakalardan birkaç gün önce uygulanan dehidrasyon programı, elektrolit imbalansına sebep olabileceğinden dikkatli olunması gerekmektedir. Müsabakalara hazırlanılan son dönemlerde karbonhidrat alımındaki artışın olumlu etkileri olabilir, bu sebeple karbonhidrat yüklemesi sporcuya uygun olarak yapılmalıdır. Vücut geliştirme sporcularında supleman kullanımıyla ilgili de farklı tartışmalar bulunmaktadır. Kreatin monohidrat, kafein ve beta alanin alımının müsabakalara hazırlanma süresince olumlu etkileri olduğu görülmüştür. Diğer suplemanlarla ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu, güncel literatür verileri dahilinde düşünülmektedir. Son olarak, estetik bir spor çeşidi olan vücut geliştirme sporcularında yeme bozuklukları ve vücut algısı bozukluklarının sık görüldüğü unutulmamalıdır.
Öğe
Jinekolojik Kanserli Hastaların Özbakım Gücüne Yönelik Bakımda Hemşirenin Rolü: Derleme
(Karabük Üniversitesi, 2024) Küçükkaya, Burcu; Yalçın, Esra
Jinekolojik kanserler, kadın genital organlarında çok sık görülen malignitesi yüksek oluşumlar veya malign tümörler olarak tanımlanmaktadır. Bireylerin sağlık durumlarının medikal, temel sağlık ve psikososyal durumların yönetimini sağlamak amacıyla üstlenilen rol ve sorumluluklar öz bakım gücü olarak ifade edilmektedir. Jinekolojik kanserli hastaların yaşadığı primer, sekonder ve tersiyer kapsamdaki semptomlar, öz bakım gücünü olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda, jinekolojik kanserli hastaların özbakım gücünün düşük veya orta düzeyde olduğu ve hemşirelerin jinekolojik kanserli hastaları özbakım gücü bakımından değerlendirme durumlarının zayıf olduğu görülmektedir. Dolayısıyla hemşireler özellikle doğum ve kadın hastalıkları hemşireliği alanında uzmanlaşan hemşireler jinekolojik kanserli bireyleri bütüncül değerlendirmeli, fiziksel ve psikososyal sorunları belirlemeli ve hastanın bakımını planlamalıdır. Bütüncül sağlık kapsamında bireyin mental, fiziksel ve psikososyal bir varlık olduğu ve her bireyin gereksiniminin farklı olduğu bilinciyle, hemşireler jinekolojik kanserli hastaların bağımlılık durumlarına göre özbakımlarını desteklemelidir. Bu derlemede, jinekolojik kanserli hastaların özbakım gücüne yönelik bakımda hemşirenin rolünü incelemek amaçlandı.
Öğe
Kanatlı Etlerinde Campylobacter Türlerinin Kültür Yöntemi ve Kütle Spektrometresi ile Tespiti
(İstanbul Gelişim Üniversitesi, 2018) Kestir, Elif; Özpınar, Haydar
Amaç: Campylobacter bağırsak florasının doğal bir üyesi olan, enterik ve genital sistem infeksiyonlarına neden olan mikroorganizma familyasıdır. Alt türlerinden Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli insanlarda gastroenteritisin başlıca nedenleri arasında olup, Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyan ve Kontrol Esasları Yönetmeliği’ne göre "Bildirimi zorunlu D grubu bulaşıcı hastalıklar" kapsamında takip ve ihbarı laboratuvar seviyesinde zorunlu tutulmaktadır. Buna ek olarak, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2007-2015 yılları arası gıda kaynaklı hastalıklar raporunda Campylobacter kaynaklı enterik hastalıkların sürveyans raporu içine almıştır. Bu çalışmada İstanbul ili sınırları içinde satışa sunulan toplam 100 adet çiğ tavuk eti örneğinde (50 tavuk kanat ve 50 tavuk baget) Campylobacter türlerinin kültür yöntemi ve kütle spektrometresi ile tespiti amaçlandı. Yöntem: Örnekler mikrobiyolojik yöntemle ön zenginleştirme ve selektif zenginleştirme işlemine alındı. Selektif besiyerinde gelişen şüpheli Campylobacter kolonilerine oksidaz ve katalaz testleri uygulandı. Oksidaz ve katalaz pozitif izolatlar kütle spektrometresi ile kesin tiplendirme işlemine alındı. Bulgular: Kütle spektrometresi ile tiplendirme sonucu 3 örnekte (%3) 2 C. jejuni ve 1 C. coli suşu kesin şekilde tanımlandı. Sonuç: Çiğ satılan tavuk etlerinin Campylobacteriosise yol açan türler ile bulaş oldukları, gıda güvenliği ve halk sağlığı bakımından risk taşıdıkları ve genel hijyen kurallarına dikkat edilmediği anlaşılmıştır. Ayrıca, kültür bazlı mikrobiyolojik yöntemlerin Campylobacter türlerinin tespitinde modern enstrumental yöntemler ile desteklenmesi gerektiği görülmüştür.
Öğe
Solunum Hastalarında Aktiviteye Katılım ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi: Kısa Derleme
(Bingöl Üniversitesi, 2022) Ertunç, Gönül; Aydın, Onur; Özer, Aysel Yıldız
Kronik solunum hastalıkları patogenez ile ilişkili olarak gelişen ilerleyici dispne, yorgunluk, uyku bozukluğu, musküler ve sistemik problemlerden oluşur. Bu problemler hastalığın alevlenme dönemleri ve kronik süreçlerinde inaktivite ve bağımlılık seviyesinde artış ile yaşam kalitesinde ilerleyici olabilen bozulmalara zemin hazırlar. Kronik solunum hastalığına sahip bireylerin tedavi süreçlerinin yönetiminde işlevsellik, engellilik ve sağlığın uluslararası sınıflandırması temel alınır. Terapötik ve preventif süreçlerde biyopsikososyal bakış açısı ve bütüncül yaklaşımla bireyin ele alınması tedavi başarısında altın standarttır. Günlük aktivitelere katılım ve yaşam kalitesi statüsünün geliştirilmesi pek çok hastanın sağlık profesyonellerine başvurusunda birincil amaçtır. Pulmoner rehabilitasyonu da içeren tedavi yaklaşımlarında tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi, yeni tedavilerin protokole eklenmesi, mevcut yaklaşımların yenilenmesi ya da dışlanmasında hastaların bu açılardan kapsamlı değerlendirmelerinin yapılması esastır. Bu derlemede kronik solunum hastalarında aktivite katılımı ve yaşam kalitesini değerlendirmede kullanılan temel ölçüm araçlarına değinilmiştir.