Yazar "Karakaya, Fatih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İstanbul ve Kocaeli il sınırları içerisindeki içme suyu kaynaklarının sanayi kuruluşları tarafından kirletilmesi sonucu oluşan arsenik miktarının belirlenmesi ve çözüm önerilerinin sunulması(Zeynep Cansu Ayturan, 2020) Karakaya, Fatih; Öncel, Hasan UğurÜlkemizdeki yer altı su kaynakları özellikle kırsal alanlarda içme suyu olarak kullanılmaktadır. İçme suyu kaynaklarının tespiti için 100 metre ve üzerinde sondaj çalışmaları yapılmaktadır. Yer altında 100 metre ve civarında bulunan suyun içerisinde yağmur suları ve yüzey sularının, içme suyuna karışma ihtimali vardır. Oluşan bu suların içilmesi sonucunda, insan sağlığı için ciddi tehlikeler oluşturmaktadır. Yaptığımız çalışmada, Ömerli Barajı çevresinde olan Pendik Kurna Köy mevkiinde yaklaşık 100 metre derinlikten gelen kaynak suyunun, elimizdeki eski su kaynakları haritası yardımı ile bir çok sanayi kuruluşunun yanında bulunan Gebze Balçık Köy mevkiindeki kaynağa kadar takibi sağlanmıştır. İki bölgeden de alınan su numunelerinin ICP-MS cihazı yardımıyla içerisinde bulunan arsenik elementinin oranı tespit ederek, insan sağlığı üzerindeki etkileri tartışılmıştır.Öğe Marmara bölgesi İstanbul ili dahilindeki içme suyu kaynaklarının sanayi kuruluşlarınca kirletilmesi oranlarının belirlenmesi ve çözüm önerilerinin irdelenmesi(İstanbul Gedik Üniversitesi, 2020) Karakaya, Fatih; Öncel, Hasan UğurÜlkemizde son yıllarda, yeraltı su kaynaklarından elde edilen suların, şehir sularının fiyatlarındaki artışlardan dolayı, sanayi kuruluşlarınca içme ve kullanma suyu olarak kullanıldığını görmekteyiz.. Yeraltı kaynak sularının içerikleri bulundukları bölgenin toprak ve iklim yapısına bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Kırsal bölgelerde yer altı su kaynaklarına ulaşmak için, toprak yüzeyinden su kaynağına kadar uzanan, 100 metre ve daha derin sondajlar yapılması gerekmektedir. 100 metre derinliğe kadar yapılan sondajlardan elde edilecek içme suyunun, yağmur birikintileri ve yüzey suyu kaynaklı olmasından dolayı, bu suların kullanılması insan sağlığı açısından bulunduğu bölgede ki çevre kullanım şartlarına uygun olarak farklı riskler taşımaktadır. Yer altı nehirlerinin oluşturacağı su kaynaklarında kirlilik bölgenin iklim şartlarından bağımsız olarak su yolunun izlediği coğrafyalardaki tüm kirlilik risklerini beraberinde getirebileceğinden bazen çok sağlıklı bir su iken, bazen çok tehlikeli bir su haline gelebilmektedir.. Bu nedenle 100 metre veya daha derinde bulunan yer altı sularının kontrolsüz biçimde içme suyu olarak kullanılması insan sağlığı açısından sakıncalı olabilir. Tüm kimyasal ve mikrobiyolojik testleri yapıldıktan sonra kullanıma sunulan yer altı kaynak sularının, su yolunda sanayi tesisleri atıkları ile kirletilebilmesi ve bu suları kullanan sanayi kuruluşlarındaki çalışan insanlar da oluşabilecek meslek hastalıkları, hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerekir. Çalışmamızda, bu düşünceden hareketle, özellikle bu suları kullanan işyerlerinde çalışanların bu sulardan etkilenme olasılığını belirlemek amacıyla, Ömerli baraj gölünün uzantısında oluşan 100 metreden daha derindeki yer altı su kaynağını elimizdeki harita bilgileri çerçevesinde Tuzla bölgesine uzanan su yolu üzerinde takip ettik. Elimizdeki eski bir yer atlı su kaynakları haritasını esas alarak, başlangıç noktası olarak Pendik Kurnaköy mevkisinde açılmış olan ve 100 yıldan daha fazla bir süredir çevre halkının su ihtiyacını karşılayan yer altı su kaynağını esas aldık. Burada kaynak çıkışından steril bir şekilde elde ettiğimiz su örnekleriyle, aynı kaynak suyunun köy halkına servis edildiği çeşme suyu ve su yolunun uzantısında bulunan ve birçok organize sanayi sitesine komşu olan Balçık köyündeki 200 metre üzerinde bir derinlikten çıkarılan kaynak suları ile karşılaştırdık. Harita bilgilerinden elde ettiğimiz su yolunda, ana kaynak olarak aldığımız Kurnaköy kaynağındaki su ile, Balçık köyünde elde edilen suların içerdikleri elementlerin, fiziksel, kimyasal(özellikle ağır metaller açısından) ve mikrobiyolojik analizlerini yapılarak, içme suyu olarak kullanılan bu suların insan sağlığına olan etkileri tartışılmıştır.