Yazar "Kaplan, Zeynep" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe AB’nin serbest ticaret anlaşmalarının asimetrik etkisi ve Türkiye(Ali Rıza Sandalcılar, 2020) Aktaş, Gökhan; Kaplan, ZeynepTürkiye ile AB arasında imzalanan Gümrük Birliği, Türkiye’nin hem Avrupa hem de küresel pazarlara entegrasyonunu sağlayan önemli bir işleve sahip olmuştur. Ancak, Avrupa Birliği’nin ticaret politikasında son yıllarda meydana gelen gelişmeler Gümrük Birliği’nin güncellemesini gerekli hale getirmiştir. Bu çerçevede, çalışmanın amacı, Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin dış ticaretinde yol açtığı asimetrik etkiyi incelemektir. Bu çerçevede, 2000-2017 yılları arasında Türkiye’ye ithal edilen Güney Afrika ve Meksika menşeli beş ürün grubunda ticaret sapmasının varlığı incelenmiştir. Çalışmada Güney Afrika ve Meksika’dan Türkiye’ye doğrudan yapılan ithalat ile AB pazarı üzerinden yapılan ithalat ölçülmüş ve karşılaştırılmıştır. Türkiye’nin ithalatta düşük veya sıfır vergi oranı uyguladığı mal gruplarında ticaret sapması olmadığı veya düşük düzeylerde kaldığı, ithalat vergilerinin yüksek olduğu veya tarife dışı engellerle ithalatın zorlaştırıldığı mal gruplarında ise ticaret sapmasının yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Brexit sonrası alternatif ticaret senaryoları ve olası iktisadi etkileri(2020) Aktaş, Gökhan; Kaplan, Zeynep2016 yılında BK’nın AB’den ayrılmasına yönelik gerçekleştirilen referandumsonucu, hem AB hem de BK tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.BK, Brexit olarak adlandırılan süreç sonucunda AB’den ayrılmaya kararveren ilk ülke olma konumundadır. Brexit süreci, AB'nin tarihinde bugünekadar karşı karşıya kaldığı en sorunlu ve karmaşık süreçlerden biriolmuştur. Bununla birlikte, Brexit, BK-AB ticari ilişkileri ile ilgilibelirsizlikleri de beraberinde getirmiştir. Çalışmada, Brexit sonrasındataraflar arasında uygulanması tartışılan alternatif dış ticaret modelleri, güçlüve zayıf yönleri dikkate alınarak incelenmiş ve söz konusu ticaretmodellerinin BK ekonomisi üzerindeki olası ekonomik etkileri tartışılmıştır.Genel olarak, Brexit’in BK ekonomisi ve dış ticareti üzerinde olumsuzetkileri olacağı ifade edilmektedir. Bu çerçevede, Brexit’in iktisadi etkileri,BK’nın AB’den ayrılması sonrasında hangi alternatif ticaret modelinibenimseyeceğine bağlı olacaktır.ÖzetBK’nın AB ile ilişkileri her zaman tartışmalı bir konu olmuş ve AB’denayrılma fikrinin zaman zaman ülke gündemine geldiği görülmüştür. BK,Avrupa şüpheciliği ile ulusalcılık düşüncesinin ağır basması ve İngilizMilletler Topluluğu ülkeleriyle ticari ilişkilerinin yoğunluğu gibigerekçelerle AB’nin altı kurucu ülkesi arasında yer almamıştır. BK, Avrupakıtasında oluşturulan iktisadi bütünleşmenin dışında kalmak istememesinedeniyle, 1961 yılında tercihini AB’ye katılma yönünde değiştirmiştir.Ancak, üyelik talebi BK’nın üyeliğine sıcak bakmayan Fransa tarafından1963 ve 1967 yıllarında iki kez veto edilmiştir. AB’ye 1973 yılında üye olanBK’da AB üyeliğinin sorgulandığı ilk referandum, AB üyeliğinden sadece üçyıldan az süre içinde, 1975 yılında gerçekleşmiştir. Söz konusu referandum,BK vatandaşlarının üçte ikisinin AB üyeliğini desteklemesi ilesonuçlanmıştır. BK’yı ikinci kez AB’den ayrılma konusunda referandumagötüren süreç ise 2015 yılında başlamıştır. 23 Haziran 2016 tarihindegerçekleştirdiği referandumda seçmenlerin %51.9'unun AB’den çıkılmasıyönünde oy kullanmasıyla ülke AB üyeliğini sonlandırma kararı almıştır.AB üyeliği ve AB ile yapılan serbest ticaretin BK ekonomisinin refahıüzerinde olumlu etkileri olduğu konusunda yaygın bir görüş olsa da, BK’nınAB bütünleşmesinin bir parçası olmak istememesinin çeşitli nedenleribulunmaktadır. Bu nedenlerin başında, bağımsız bir dış ticaret politikasıizleyerek üçüncü ülkelerle daha fazla ticaret anlaşması yapılması, ABbütçesine yapılan katkıların kesilmesi, yetkilerin üye ülkeler tarafından AB uluslarüstü kurumlarına devredilmesinin sonlandırılması, karar almasüreçlerinde ulusal parlamentonun yetkilerinin arttırılması ve daha etkilisınır kontrolleri ile göçün engellenmesi yer almıştır.AB'nin genişleme tarihinde bugüne kadar karşı karşıya kaldığı en sorunluve karmaşık dönem Brexit süreci olmuştur. Brexit sonrası BK ile AB arasındagerçekleştirilmesi olası alternatif ticaret modelleri de bu süreçte en çoktartışılan konuların başında gelmiştir. BK’nın Brexit’ten sonra hem AB hemde diğer ülkelerle ticari ilişkilerine yön vermesi söz konusu olanmodellerden Avrupa Ekonomik Alanı modeli (Norveç modeli), İkiliAnlaşmalar modeli (İsviçre modeli), Serbest Ticaret Anlaşması modeli(Kanada modeli), Gümrük Birliği modeli (Türkiye modeli) ve DTÖ üyeliği modeli (Üçüncü ülke modeli) en çok tartışılan alternatif modeller olmuştur. Söz konusu modellerin öne çıkan önemli bir özelliği, bu modellerin her biri farklı düzeylerde ticaret ilişkilerini ele alsa da AB’nin üçüncü ülkeler ile yaptığı mevcut anlaşmalara dayalı olmasıdır. BK’yı Brexit’e götüren süreçte öne çıkan iktisadi nedenlerden biri de bağımsız bir dış ticaret politikası izleme isteği olmuştur. Bu kapsamda, hem BK, hem AB, hem de küresel düzeyde ticari ilişkileri önemli ölçüde etkilemesi beklenen Brexit süreci,alternatif ticaret modelleri dikkate alınarak tartışılmalıdır. Bununla birlikte,Brexit’in önemli nedenlerinden biri olan bağımsız dış ticaret politikası yürütülmesinin mümkün olduğu serbest ticaret anlaşması modelinin de ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Brexit sonrası gündeme getirilen söz konusu alternatif ticaret modellerine yönelik tartışmalar “yumuşak Brexit” ve “sert Brexit” olarak da sınıflandırılan ticaret senaryoları çerçevesinde ele alınmaktadır. “Yumuşak Brexit”, mal, hizmet, sermaye ve kişilerin Avrupa Tek Pazarı içerisinde serbest dolaşımının mümkün olduğu Avrupa Ekonomik Alanı modeli, “sert Brexit” ise ticari ilişkilerin DTÖ kurallarına göre gerçekleştirildiği üçüncü ülke modeli olarak ifade edilmektedir. İsviçre modelinde, taraflar arasındaki ilişkiler 100’den fazla sayıda ikili anlaşma çerçevesinde yürütülmekte ancak günümüzde gelinen noktada tarafların arasındaki ilişkilerin karmaşık bir hal alması sebebiyle söz konusu model gündeme fazla getirilmemiştir. Diğer bir seçenek olan Gümrük Birliği modeli ise, BK’nın üçüncü ülkelere karşı AB’nin ortak ticaret politikası, ortak gümrük tarifesi ve ortak menşe kurallarını uygulama zorunluluğunu getirmesi nedeniyle BK tarafından tercih edilmemektedir. Brexit, AB ile bir anlaşma olmaksızın sonuçlanırsa, BK hem Avrupa Tek Pazarı’ndan ve hem de AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarından çekilmiş olacaktır. BK’nın DTÖ kurallarının geçerli olduğu modeli benimsemesi, yani anlaşmasız olarak AB'den ayrılması durumunun ise, hem BK hem de AB ekonomisine olumsuz etkileri olacağı ifade edilmektedir. Brexit sürecinde en çok tartışılan modellerin başında AB-Kanada Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması olarak ifade edilen Kanada modeli gelmiştir. 2107 yılında imzalanan AB Kanada Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması, AB’nin bugüne kadar imzaladığı en kapsamlı yeni nesil serbest ticaret anlaşması olarak ifade edilmektedir. Söz konusu anlaşma ile, taraflar arasındaki gümrük tarifelerinin çok büyük bir bölümünün kaldırılması öngörülmektedir. Diğer taraftan, BK’nın AB ile yapılacağı olası ticaret anlaşmasının ülkeye Avrupa Tek Pazarı’na girişine imkan verip vermeyeceği önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Kanada modelinde, BK, anlaşmanın kapsamına göre Avrupa Tek Pazarı’na tam veya kısmi erişimi elinde tutmaya devam ederken dış ticaret politikasını AB’den bağımsız şekilde belirleyebilecektir. Diğer taraftan, AB-Kanada Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması ile AB ilk kez bir üçüncü ülkeye Avrupa Tek Pazarı’na ileri düzeyde erişim hakkı sağlamaktadır. Brexit sonrası dış ticaretin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin önüne geçilmesinde BK'nın benimseyeceği alternatif ticaret modeli belirleyici olacaktır. Ancak, AB tarafından imzalanan serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerinin on yıla kadar sürdüğü göz önüne alındığında, yeni serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerinin beklenenden daha uzun sürebileceği de ifade edilmektedir.