Gedik Meslek Yüksekokulu Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 126
  • Öğe
    Lise öğrencilerinin sosyal medyaya ilişkin algıları: metafor analizi örneği
    (Ömer Faruk Sönmez, 2024) Özet, Bahar; Aybaş, Güldalı; Duran, Neşe
    Bu araştırmanın amacı lise 10. sınıfta eğitim gören öğrencilerin günlük sosyal medya kullanım sürelerinin ve sosyal medya kavramına ilişkin algılarının ve bakış açılarının kullandıkları metaforlarla incelenmesidir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 80’i kız 75’i erkek olmak üzere toplam 155 10. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Öğrencilerden verileri toplamak için cinsiyet ve günlük sosyal medya sürelerinin de sorulduğu “Sosyal Medya Metaforik Algı Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçekte öğrencilerin sosyal medyaya ilişkin zihni imgelerini yani metaforları belirlemek adına “Sosyal medya ………………gibidir/a benzer; çünkü………………” ifadesindeki boşlukları doldurmaları talep edilmiştir. Öğrencilerin sosyal medyaya yönelik metaforik algılarının incelenmesi amacıyla toplanan verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Öncelikle elde edilen veriler kodlanmış kategorilere ve temalara ayrılmıştır. Her tema için kullanılan metafor yüzde ve frekansları hesaplanmıştır. Elde edilen veriler incelendiğinde toplam 101 adet metafor belirlenmiştir. Belirlenen metaforlar olumlu, olumsuz ve hem olumlu hem olumsuz olmak üzere 3 kategoriye ayrılmıştır. Olumlu kategorisi bilgi edinme, eğlenme, gereksinim, iletişim ve sosyalleşme, aile, bağımsızlık, hatıra biriktirilen yer ve gelir kapısı şeklinde 8 farklı temaya ayrılmıştır. Olumsuz kategorisi ise zaman kaybı, bağımlılık yapma ve zarar verme şeklinde 3 farklı temaya ayrılmıştır. Hem olumlu hem olumsuz kategorisi ise metafor açıklamaları doğrultusunda ayrı bir kısım olarak ele alınmıştır. Araştırmanın bulguları benzer çalışmalar ışığında tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Çocuk gelişimi bölümü öğrencilerinin psikolojik ihtiyaç düzeylerinin demografik özelliklerine göre belirlenmesi
    (Palandöken Gelişim Derneği, 2024) Özet, Bahar; Duran, Neşe; Aybaş, Güldalı
    Bu araştırmada çocuk gelişimi bölümü birinci sınıf öğrencilerinin psikolojik ihtiyaç düzeylerinin bazı demografik özelliklerine göre belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya İstanbul ilinde bulunan özel bir üniversitede eğitimine devam eden 82 Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi dahil edilmiştir. Karma Araştırma Yönteminin kullanıldığı bu araştırmada nicel alanda betimleyici bir araştırma modeli olan kesitsel tarama modeli nitel alanda ise içerik analizi kullanılmıştır. Veriler demografik bilgi formu ve Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veri analizi sürecinde, yüzde, frekans, standart sapma, aritmetik ortalama, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız örneklemler t-testi gibi istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda Çocuk Gelişim Bölümü birinci sınıf öğrencilerinin psikolojik ihtiyaç düzeylerinin burs durumuna, sosyo-ekonomik düzeye, öğrencilerin ikamet ettikleri yere, ailelerinin medeni durumuna, mezun oldukları lise türüne, anne eğitim durumuna ve kardeş sayısına göre anlamlı farklılık göstermediği belirtilirken, bölümünü isteyerek seçmelerine, yaşlarına ve babanın eğitim durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği ifade edilmiştir.
  • Öğe
    Hayvan gübresinden biyogaz üretim potansiyelinin belirlenmesi: Ankara, Gaziantep, Kars*
    (TMMOB Makina Mühendisleri Odası, 2024) Canci Matur, Utku; Atasayın, Aytaç
    Gelişen teknoloji ve artan nüfusa paralel olarak enerji talebi gün geçtikçe hızla artış göstermiştir. Enerji talebinin artışı bu alanda yapılan çalışmalara hız kazandırmıştır. Halihazırda emre amade kullanılan konvansiyonel enerji kaynakları tükenebilme riski ve olumsuz çevre etkileri nedeniyle kullanımına sınır getirilmek istenen enerji kaynakları durumuna gelmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları bu anlamda konvansiyonel enerji kaynaklarına alternatif oluşturmuşlardır. Tükenme riski olmayan çevre dostu yenilenebilir enerji kaynakları son dönemlerde sıklıkla çalışılan konulardandır. Yenilenebilir enerji kaynağı olarak biyokütlenin kullanılması tarım ve hayvancılık alanında gelişmeye sebep olmuştur. Yapılan tarım ve hayvancılıkta atık olarak görünen ürünler değerlendirilerek, geri kazanım sağlanmış olacaktır. Hayvan dışkısı doğada kaldığı sürece açığa çıkan metan gazı sera etkisi yaratarak küresel ısınmaya neden olur. Suya karıştıktan sonra insan sağlığına zararlı hale gelir. Bu nedenle elektrik ve ısı enerjisi elde ederek geri dönüşümlü olarak bertaraf edilmesi önem arz etmektedir. Yapılan bu çalışma kapsamında ülkemizin farklı bölgelerinde bulunan Ankara, Gaziantep ve Kars illerindeki hayvan dışkısının toplanabilirliği dikkate alınarak biyogazdan elde edilebilecek potansiyel elektrik enerjisi araştırılmıştır. Bu kapsamda, Ankara ilinden 375.497,55 Mega Watt Saat Elektrik /Yıl (MWhe/yıl), Gaziantep ilinden 115.452,27 MWhe/yıl, Kars ilinden de 198.691,4 MWhe/yıl elektrik enerjisinin biyogazdan elde edilebilme potansiyeline sahip oldukları belirlenmiştir.
  • Öğe
    Kamu bankacılığında sürdürülebilirlik faaliyetleri üzerine nitel bir inceleme
    (Menekşe Şahin Karadal, 2024) İşbilen Duru, Esra; Erkasap, Ahmet
    Schumpeter’in ifadesiyle “kapitalizmin temel gerçeği olan yıkıcı yıkım süreci” ile işleyen mevcut sistem her geçen gün artan ekonomik, toplumsal ve ekolojik kayıplara neden olmaktadır. Çevresel boyutta iklim krizi, temiz suya erişim sorunları, biyoçeşitlilik kaybı, kimyasal kirlilik, ormansızlaşma ve arazi bozunumu; sosyal boyutta güvenli ve adil bir alanda yaşam hakkının ihlali, cinsiyet eşitsizliği, gelir eşitsizliği, eğitime ve sağlık hizmetlerine erişim sorunları; ekonomik boyutta sektörel dengesizlikler, iç ve dış borçların yönetilememesi, işletme çıktılarının yarattığı sosyal ve çevresel olumsuz etkiler olarak sıralanabilecek başlıca sorunlar mevcut perspektifle işlerliğin sağlanamadığını, “yeni bir çıkış yolu”na ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Finansal sistemin önemli yapıtaşları olan bankaların da sürdürülebilirliği odaklarına aldıkları faaliyetler yürüttükleri, entegre raporlarında finansal ekosistem içerisindeki paydaşları ile olan ilişkilerini sürdürülebilirlik kavramları üzerinden de tanımladıkları görülmektedir. Araştırmada bankaların bu yöndeki eğilimleri, ticari kamu bankaları açısından mercek altına alınmış, üç temel sürdürülebilirlik teması olan ekonomik, çevre ve sosyal sürdürülebilirliğe yaklaşımları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu bağlamda, “kamu bankaları hangi sürdürülebilirlik konusunu/konularını odağa alarak sürdürülebilirlik faaliyetlerini yürütmektedirler?” sorusuna yanıt aranmıştır. Çalışma nitel bir çalışma olarak tasarlanmış olup, Türkiye’deki kamu bankaları olan Halkbank, Vakıfbank ve Ziraat bankalarının entegre raporları araştırmanın veri kaynağını oluşturmuştur. Veriler MAXQDA programından yararlanılarak içerik analizine tabi tutularak oluşturulan temalarla kamu bankalarının üç temel sürdürülebilirlik teması olan ekonomik, çevre ve sosyal sürdürülebilirliğe yaklaşımları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.
  • Öğe
    Türkiye’ de uygulanan kaynaştırma eğitiminin yasa ve yönetmeliklerdeki durumu ve uygulamaya geçişi arasındaki tutarlılığının incelenmesi
    (Hakan Sarı, 2024) Duran, Neşe; Özet, Bahar
    Bu çalışmada, kaynaştırma uygulaması yürütülen ortaokullarda kaynaştırma yoluyla eğitim gören özel gereksinimli öğrencilerin bulunduğu sınıflarda yer alan branş öğretmen ve rehber öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda, Türkiye’ de kaynaştırma eğitiminin yasa ve yönetmeliklerdeki durumu ve uygulamaya geçişi arasındaki tutarlılığın incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda kaynaştırma uygulamasının yasa ve yönetmeliklerde ne şekilde yer aldığı? Ne şekilde uygulandığı? Uygulamaya geçiş sırasında hangi problemlerle karşılaşıldığını tespit etmek için öğretmenlerle görüşülmüştür. Çalışma grubunu, Ankara ilinin Polatlı ilçesinde yer alan ve kaynaştırma eğitimi uygulanan 4 faklı ortaokulda, toplam 21 branş öğretmen ve 4 rehber öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma verileri, nitel araştırma yöntemlerinden olan yarı yapılandırılmış görüşme formu yoluyla toplanmıştır. Araştırmanın metodolojisi kapsamında, katılımcıların görüşlerinin derinlemesine incelenmesi ve çeşitli perspektiflerin anlaşılması için nitel araştırma yöntemi tercih edilmiştir. Bu yöntem, katılımcıların deneyimlerini, düşüncelerini ve duygularını daha ayrıntılı bir şekilde ifade etmelerine olanak sağlamıştır. Ayrıca, betimsel istatistiklerle sunulan bulgular, araştırmanın analitik boyutunu güçlendirmiş ve elde edilen verilerin daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlamıştır. Görüşmeler, ses kayıt cihazı ile kaydedilmiş, içerik ve betimsel analiz yöntemleri ile çözümlenmiştir. Çalışmanın bulguları betimleyici istatistiklerle sunulmuştur. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlara bakıldığında, öğretmenlerin kaynaştırma uygulamasının olumsuz yanıyla ilgili olan görüşlerinin, özel eğitim yönetmeliğinde bulunan maddenin aksine sınıf mevcutlarının kalabalık olmasından dolayı öğrencilerin akademik olarak geri kaldıkları yönünde olduğu görülmüştür. Aynı zamanda katılımcılar tarafından, ailelerin kaynaştırma uygulamasında desteklerinin olmadığı ve özellikle normal gelişim gösteren öğrencilerin ailelerinin olumsuz tutumlar sergiledikleri ifade edilmiştir.
  • Öğe
    S355J2 yapı çeliklerinin toz altı ark kaynağında dolgu metalinin mikroyapı ve mekanik özelliklere etkisi
    (İdris Karagöz, 2024) Varol, Abdullah; Bozan, Mehmet Safa; Çoban, Ozan; Gürol, Uğur
    Bu çalışmada 20 mm kalınlığa sahip S355J2 yapı çeliğine EN ISO 14171-A standardına göre üretilmiş GeKa S1, S2Si ve S3Mo dolgu metalleri kullanılarak toz altı ark kaynağı yöntemi ile alın kaynağı prosesi gerçekleştirilmiştir. X kaynak ağzı geometrisi ve 600 kaynak ağzı açısı ile EN ISO 147174 standardına uygun olarak üretilmiş alüminat bazik Eliflux BFPP (SAAB66ACH5) tozu kullanılarak kaynak işlemleri uygulanmıştır. Kaynak prosesi sonrasında tahribatsız muayene, makro yapı incelemesi, mikroyapı incelemesi ile mikrosertlik, eğme, çekme ve -20 0C’de kaynak metali ve ısıdan etkilenmiş bölge (IEB)’den çentik darbe testleri gerçekleştirilerek kaynaklı yapılar karakterize edilmiştir. Farklı dolgu metalleri kullanılarak elde edilen kaynaklı yapıların özellikleri kıyaslanarak kullanım alanında beklenen performansa yönelik olarak dolgu metali seçimi için mikroyapı – mekanik özellik ilişkisi kurulmuştur. Elde edilen sonuçlar S1 dolgu metali ile yapılan kaynakların kaynak bölgesinden; S2Si ve S3Mo dolgu metalinde ana malzemeden koptuğunu göstermiştir. Her üç kaynakta da akma ve çekme dayanımı ve %uzama değerlerinde bariz bir farklılık gözlenmemiştir. Fakat S1’e kıyasla S3Mo kullanımı nedeniyle kaynak metali ve IEB’deki çentik darbe dayanımında sırasıyla %15 ve %166, mikrosertlikte %37 ve %8’lik artış sağlanmıştır. Sonuç olarak denizcilik endüstrisinde kullanılan yapı çeliklerinin kaynak uygulamalarında S2Si ve S3Mo dolgu metallerinin kullanımının mikroyapı ve mekanik özellikler açısından uygun olduğu fakat maliyet/performans açısından değerlendirildiğinde ise S2Si teli kullanımının, düşük sıcaklıklarda yüksek darbe dayanımı gereksiniminin arttığı kritik uygulamalarda ise S3Mo dolgu metali kullanımının daha uygun olacağı ortaya koyulmuştur.
  • Öğe
    Hayat sigortası poliçe sayıları konjonktürel mi konjonktür karşıtı mıdır?
    (Onur Oğuz, 2024) Okan, Janberk
    Gayrisafi yurtiçi hasıla, işsizlik oranı, enflasyon, faiz oranları gibi makro iktisadi değişkenlerin sigorta sektörüne etkileri ve sigorta şirketlerinin performansları üzerine etkilerini araştıran birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmadaki asıl amaç bu değişkenlerin sigortacılık sektörüne ya da sigorta şirketleri performanslarına etkilerini araştırmaktan öte, makro iktisadi değişkenlerdeki konjonktürel hareketler ile hayat sigortaları poliçe sayısındaki konjonktürel hareketi karşılaştırmaktır. Zaman serisi şeklinde ele alınmış değişkenlerin konjonktürel bileşenleri bize o değişkenin uzun dönemli davranışı hakkında bilgi vermektedir. Bu kapsamda, 2014 yılının ilk çeyreğinden 2023 yılının ikinci çeyreği sonuna kadar çeyreklik veriler ile hayat sigortaları poliçe sayılarının ve Türkiye’nin seçili makro iktisadi değişkenlerinin konjonktürel bileşenleri incelenmektedir. Çalışmada, seçilmiş değişkenlerin konjonktürel bileşenleri Hodrick-Prescott Filtresi yardımıyla eğilim (trend) bileşeninden ayrıştırılmış ve elde edilen konjonktürel bileşenler görselleştirilmiştir. Hayat sigortaları toplam poliçe sayılarının konjonktürel bileşenine baktığımızda GSYH’nın konjonktürel dalgalanmasına paralel olarak hareket ettiği görülmektedir. Diğer makro iktisadi değişkenlerin konjonktürel bileşenlerindeki hareket ve hayat sigortaları alt branşları poliçe sayılarındaki konjonktürel bileşenini hareketleri ise farklılık göstermektedir.
  • Öğe
    Akademik personelin haksız yazarlığa ilişkin tutumları: bir ölçek geliştirme çalışması
    (Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, 2024) Karagöz, Yalçın; Filiz, Mustafa; Karaşin, Yusuf
    Bu çalışmanın amacı, akademik personelin haksız yazarlığa yönelik tutumlarını ölçen bir psikometrik ölçüm aracının geliştirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda İstanbul ilinde hizmet sunan 273 akademik personele ulaşılmıştır. Çalışma kapsamında ölçek geliştirme sürecine yönelik çeşitli kriterler uygulanmıştır. Ölçek geliştirme sürecinde literatür taraması, örnek anket taslağının oluşturulması, uzman görüşünün alınması, pilot uygulama ve evrenden veri toplama şeklinde bir dizi aşamalar takip edilmiştir. Veri toplama aşamasının ardından analiz aşamasına geçilmiştir. Verilere, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Verilerin analizinde IBM SPSS ve AMOS paket programlarından yararlanılmıştır. Açıklayıcı faktör analizi bulgularına göre ölçeğin 22 ifade ve 5 boyutta toplandığı görülmüştür. Ölçek ve alt boyutlarının güvenirlik katsayılarının iyi ve yeterli düzeyde olduğu saptanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizinde ölçek uyum düzeylerinin iyi düzeyde olduğu saptanmıştır. Ayrıca madde yük değerlerinin yeterli düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan CR ve AVE değerlerinin istenen düzeyde olmasından dolayı modelin geçerli olduğu görülmüştür. Haksız yazarlığa yönelik akademik personelin tutumunu belirlemek amacıyla geliştirilen ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu tespit edilmiştir. Ölçeğin 22 ifade ve olağan görme, mecburiyet, karşı çıkma, cezai tutum ve algı olmak üzere beş farklı boyuttan oluştuğu sonucuna varılmıştır. Geliştirilen ölçeğin yeni araştırmalara öncü olması beklenmektedir.
  • Öğe
    Bimultipliers of R-algebroids
    (Nihat Akgüneş, 2024) Kahrıman, Gizem
    Group action is determined bythe automorphism group and algebra action is defined by the multiplication algebra. In the study we generalize the multiplication algebra by defining multipliers of an R-algebroid M. Firstly, the set of bimultipliers on an R-algebroid is introduced, it is denoted by Bim(M), then it is proved that this set is an R-algebroid, it is called multiplication R-algebroid. Using this Bim(M), for an R-algebroid morphism A ? Bim(M) it is shown that this morphism gives an R-algebroid action. Then we examine some of the properties associated with this action.
  • Öğe
    Psikolojik sağlamlık, tükenmişlik, algılanan covid-19 bulaşılabilirliği arasındaki ilişkinin incelenmesi: akademik personel üzerinde bir uygulama
    (İzmir Akademi Derneği, 2024) Karaşin, Yusuf; Karagöz, Yalçın
    İlk olarak 2019 yılının sonunda görülen ve 2020 Mart’ta pandemi ilan edilen covid-19’un birçok sektör çalışanında psikolojik sorunlar doğurduğu bir gerçektir. Bu oluşan psikolojik sorunlar tükenmişliği de beraberinde getirmektedir. Bu iki değişken ile incelenen bir başka durum ise covid-19 hastalığına yönelik algılanan bulaşı düzeyidir. Bütün bu sebeplerden dolayı, bu çalışmanın amacı psikolojik sağlamlık, tükenmişlik ve algılanan covid-19 bulaşılabilirliği arasındaki ilişkilerin incelenmesi olarak belirlenmiştir. Bu ilişkilerin de eğitim seviyesi yüksek grup olan akademik personel örneklemi üzerinden alana kazandırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’de hizmet veren 468 akademik personele ulaşılmıştır. Bu kişilere çevrimiçi anket kullanılarak ulaşılmıştır. Çalışmanın verileri SPSS ve AMOS paket programları kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda modelin uyum sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Psikolojik sağlamlık, tükenmişlik ve algılanan covid-19 bulaşılabilirliği arasında ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Bilişim sektörü ve yakın alanlardaki çalışanların; hibrit, uzaktan ve yerinde çalışma modelleriyle ilgili görüşlerinin değerlendirilmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2024) Çıplak, Zeki; Yıldız, Seyit Gazi; Doğan, Buket
    COVID-19 pandemisi ile özellikle bilişim teknolojileri alanında hibrit veya uzaktan çalışma modelleri birçok şirket tarafından benimsenmiştir. Öte yandan yerinde çalışma modeli de birçok şirket tarafından değerli bir model olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma modellerinin, göz ardı edilemez faydaları olduğu gibi, birçok açıdan olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Bu çalışmada, farklı çalışma modellerinin, şirket çalışanları ve yapılan işler üzerindeki etkisinin incelenmesi adına, çevrim içi katılım sağlanarak cevaplanacak şekilde bir anket hazırlanmıştır. 2022 yılının Kasım ve Aralık ayları ile 2023 yılının Ocak ayında gerçekleşen çevrim içi ankete, bilişim alanındaki çeşitli mesleklerden toplam 53 kullanıcı katılmıştır. Araştırma sonuçları, önemli bir katılımcı kesiminin, hibrit veya uzaktan çalışma yöntemlerini tercih ettiğini ortaya koymaktadır. Teknolojik altyapı ve iletişimdeki eksikliklerin, söz konusu çalışma yöntemlerinin verimliliğini olumsuz etkilediği ve bu sorunların üstesinden gelinmesi için önlemler alınması gerektiği anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Salgın hastalıklara yönelik komplo teorileri tutum ölçeğinin geliştirilmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Karagöz, Yalçın; Filiz, Mustafa; Karaşin, Yusuf
    Bu çalışmanın amacı, salgın hastalıklara yönelik tutum ölçeğinin geliştirilmesidir. Bu doğrultuda İstanbul ilinin Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Eyüpsultan ilçelerinde ikamet eden 269 kişi çalışma kapsamına dâhil edilmiştir. Katılımcılara yüz yüze ve çevrimiçi anket yoluyla kolayda örneklem kullanılarak ulaşılmıştır. İlk olarak 21 ifadeden oluşan taslak ölçek oluşturulmuştur. Uzman görüşü ve pilot çalışma aşamasından sonra 2 ifade ölçekten çıkarılmıştır. Kalan 19 ifadeden oluşan ölçek katılımcılara uygulanmıştır. Elde edilen veriler IBM SPSS ve AMOS paket programları kullanılarak analiz edilmiştir. Verilere ilk olarak açıklayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Yapılan analiz sonrasında 19 ifadeyi içeren 2 faktör bulunmuştur. Bu aşamadan sonra belirlenen faktörlere Doğrulayıcı Faktör Analizi uygulanmıştır. Elde edilen modelin verilere mükemmel uyum sağladığı belirlenmiştir. Dolayısıyla, açıklayıcı faktör analizi ile geliştirilen ölçek doğrulayıcı faktör analizi ile de teyit edilmiştir. Geliştirilen ölçeğin, salgın hastalıklara yönelik komplo teorisi algısını ölçmek için kullanılabileceğine karar verilmiştir.
  • Öğe
    Sağlık çalışanlarının göçmenlere yönelik tutumlarının belirlenmesi: bir ölçek geliştirme çalışması
    (Kilis 7 Aralık Üniversitesi, 2024) Karagöz, Yalçın; Karaşin, Yusuf
    Bu çalışmanın amacı, sağlık çalışanlarının göçmenlere yönelik tutumlarının ortaya konmasıdır. Bunun da ölçek geliştirme yoluyla yapılması amaçlanmıştır. İstanbul ilinde sağlık hizmeti sunan ve çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 276 sağlık çalışanı çalışma kapsamına alınmıştır. Çalışma kapsamına alınan bireylere hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak kolayda örneklem yöntemiyle kavramsal yapı ve bu kavramsal yapıya bağlı madde havuzu oluşturulması, uzman görüşü alınması, buna istinaden pilot çalışma yapılması, test-yeniden test güvenilirliğinin yapılması aşamalarının ardından ulaşılmıştır. Çalışma kapsamında elde edilen verilerin analizinde IBM SPSS ve AMOS paket programlarından faydalanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda 3 faktör ve 14 ifadeden oluşan bir ölçek geliştirilmiştir. Ölçek alt faktörlerine altında toplanan ifadeleri en iyi açıklayacak şekilde “Olumsuz Tutum, Engelleyici Tutum ve Olumlu Tutum” isimleri verilmiştir. Olumsuz tutum faktörü 7, engelleyici tutum faktörü 3 ve olumlu tutum faktörü 4 ifadeden oluşmaktadır. Geliştirilen ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu, sağlık çalışanlarının göçmen tutumunu ölçmede kullanılabilecek bir ölçüm aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Monte Carlo simulation of distance dependent quantum entanglement in mixed XXZ Heisenberg spin-1/2 chains
    (Istanbul Gedik University, 2024) Duru, İzzet Paruğ; Aktaş, Şahin
    The quantum entanglement of mixed XXZ Heisenberg spin-1/2 chain is examined. We quantify localizable entanglement (LE) in terms of upper/lower bounds through Quantum Monte Carlo simulations. Loop algorithm is chosen to numerically calculate thermodynamic quantities including spin-spin correlations. The exchange coupling, Zeeman energy, and dipolar interaction are literally taken into account. Findings summarize that the strength of dipole-dipole interaction (D) and external magnetic field (Bz) are notable in entanglement formation driving creation and extinction of entanglement. The creation and extinction of entanglement depend on D and Bz. Furthermore, strong fields at the critical temperatures lead a non-monotonic/monotonic behavior introducing revival phenomena. Nevertheless, strong D provides the distance-dependent stability of LE values, preserving unity.
  • Öğe
    The characterization of electrospun PANI/PEO nanofibers at different electrospinning conditions at room temperature
    (Istanbul Gedik University, 2024) Konuk Ege, Gözde; Akay Sefer, Özge; Yüce, Hüseyin
    Nanofiber structures have wide usage area thanks to their excellent properties from sensor technologies, biomedical systems to tissue engineering, drug delivery systems. Electrospinning method is a versatile method that can produce very fine nanofibers with a simple production mechanism. On the other hand, it is important to optimize the fabrication parameters in order to obtain the appropriate nanofiber structure. In this study, PANI/PEO (Polyaniline/Polyethylene oxide) electrospun nanofibers are fabricated under ambient conditions and the effects of solution viscosity and collector rotation speed on fiber structure are discussed. Electrospun PANI/PEO nanofibers structures are investigated by scanning electron microscope (SEM). According to the SEM results, it is seen that the high viscosity nanofibers have straight and rigid structures. However, the low viscosity nanofiber structures break down at each collector speed, but the fiber orientations increase as the collector rotation speed increases. It is estimated that this study will be guide for future work on PANI.
  • Öğe
    Developing a xenophobia scale for healthcare workers in Türkiye
    (Chiang Mai University, 2025) Karagöz, Yalçın; Karaşin, Yusuf; Filiz, Mustafa; Genç, Gülşen
    T his study proposes a psychometric measurement tool to determine the level of xenophobia among healthcare workers. To this end, 312 healthcare workers serving in Istanbul were reached through convenience sampling and data was generated through face-to-face interviews. A preliminary scale comprising 33 items was initially created. Following expert opinions and pilot study phases, six items were removed from the draft scale, leaving 27 items. Exploratory factor analysis was initially applied to the data, resulting in the removal of nine more items from the scale, thus reducing the number of items to a final scale of 18. The final scale was grouped into three factors: "General Xenophobia," "Occupational Xenophobia," and "Cultural Xenophobia." The items obtained following exploratory factor analysis were subjected to confirmatory factor analysis. The analysis demonstrated that the model obtained fits the data perfectly. The Cronbach's alpha value for the developed scale was found to be 0.905. In conclusion, the developed scale was found to be a valid and reliable measurement tool for the measurement of xenophobic attitudes among healthcare workers.
  • Öğe
    Machine learning enhancements for electric vehicles: fault detection through deep Echo State Networks (ESN) model
    (Institute of Electrical and Electronics Engineers Inc., 2024) Büyükbıçakçı, Erdal; Atlı, Cahit; Dumanlı, Metin; Bulat, Selçuk; Nithiya, C.; Gulati, Monika
    Electric vehicles (EVs) are generally considered to be more eco-friendly than traditional forms of mobility. Smart cities are environmentally conscious, and their operation is based on the conversion of electrical energy into mechanical energy using different kinds of motors. Motors in electric vehicles get electricity from renewable energy (RE) sources through power electronics-based interface connections in order to spin and provide mechanical power. The proposed approach incorporates preprocessing, feature extraction, and training of the model. Data cleansing, data noise reduction, data slicing, and integration are the primary components of data preparation. The principle of sparse principal component analysis (SPCA) is used for statistical analysis and analysis of multivariate datasets in order to identify features. The DESN model was utilized consistently throughout the training process. This state-of-the-art method outperforms SVM and LSTM with an average accuracy of 9 5. 6 5 %.
  • Öğe
    The development and validation of an attitude scale for abortion in Turkey
    (University of Rwanda College of Medicine and Health Sciences, 2024) Karaşin, Yusuf; Karagöz, Yalçın
    Background Abortion is a complex phenomenon studied not only from a health perspective, but also from a legal and social dimensions. Attitudes towards abortion have been varied significantly across different cultures and historical periods. In Turkey, where abortion is legal under specific conditions and timeframes, understanding these attitudes through the development of a standardized measurement tool can contribute meaningfully to the field. Aim This study aims to develop a reliable and valid attitude scale to measure perspectives towards abortion in a Turkish sample. Methods The study included 303 women aged 18-49 years residing in the Esenyurt district of Istanbul. The scale development process followed a rigorous methodology, including creating a draft scale, obtaining expert input, conducting a pilot application, refining the draft scale, collecting data from the sample group, and performing factor analyses. Results A three-factor structure consisting of 23 items was identified (χ2/df: 2.787, Goodness of Fit Index(GFI): 0.853, Incremental Fit Index(IFI):0.913, Comparative Fıt Index(CFI):0.912, Root Mean Square Error of Approximation(RMSEA): 0.077, Standardized Root Mean Square Residual(SRMR): 0.0751). The three factors labeled as stigma, exclusion and hear respect explained the underlying attitudes captured by the scale. Conclusion This study successfully developed valid and reliable measurement tool to assess attitudes towards abortion has been developed in a Turkish context. The scale provides an important resource for future research and contributes to the broader understanding of abortion-related attitudes.
  • Öğe
    Development of attitude scale towards caesarean section: a sample of Turkey
    (University of Applied Health Sciences Zagreb, 2024) Karaşin, Yusuf; Öz, Tuğba; Karagöz, Yalçın
    Introduction. Caesarean section is an alternative to normal birth and is performed through an incision. Caesarean section can be a method applied in cases of necessity, but it can also be applied in cases where it is not mandatory. Aim. The aim of this study is to determine the attitudes of women towards caesarean section. Methods. In this regard, 437 women of reproductive age between 18-49 residing in Esenyurt district of Istanbul province were included in the study. In the study, a 42-question survey was first drafted. After receiving expert opinion and conducting a pilot study, a draft survey consisting of 32 questions was applied to the participants in person. Firstly, explanatory factor analysis was applied to the data. Following the analysis, 12 questions that were not collected under any dimension were removed from the scale and 5 factors including 20 questions were found. After this stage, Confirmatory Factor Analysis was applied to the identified factors. Results. It was determined that the model obtained was a perfect fit for the data. Therefore, the scale developed by exploratory factor analysis was con-firmed by confirmatory factor analysis. The Cronbach’s coefficient of the developed scale was calculated as 0.820 and it was concluded that it was highly reliable. Conclusion. It was decided that the developed scale could be used to measure women’s attitudes towards caesarean section.
  • Öğe
    Non-enzymatic electrochemical sensor behaviors of polyaniline: silicene nanocomposite-a study on sensitive and selective sensor design against glucose
    (Electrochemical Society Inc., 2024) Baytemir, Gülsen; Akay, Özge; Konuk Ege, Gözde; Taşaltın, Nevin
    This study represents a non-enzymatic electrochemical sensor based on a Polyaniline: Silicene nanocomposite for the detection of glucose. A simple, clean and a low-cost sonication technique was used to prepare silicene nanosheets. XRD, FFT, SAED, HRTEM and FT-IR tecniques were used for characterization and CV for the detection of glucose. Current-voltage measurements were taken at various scanning rates (10-100 mV s-1). The active surface areas of PANI and PANI: Silicene nanocomposite based sensors were determined as 0.122 cm2 and 0.179 cm2, respectively. The nanocomposite material presented large peak currents, indicating that the nanocomposite elicited enhanced electrochemical activity with the presence of silicene for glucose detection in the concentration range of 0.75-12 mM. At a scan rate of 50 mV s-1, PANI-based sensor exhibited a sensitivity of 6.51 mu AmM-1 cm-2 with detection limit of 5.52 mu M, while the PANI: Silicene nanocomposite-based sensor exhibited a sensitivity of 20.93 mu AmM-1 cm-2 with 0.43 mu M detection limit. The selectivity of the sensors to measure glucose was also explored by characterizing their electrochemical performances in the presence of fructose and lactose. Due to these enhanced electrochemical performance, PANI: Silicene nanocomposite could be a promising biosensor material for glucose analysis for biomedical applications. A simple, clean and a low-cost sonication technique was used to prepare silicene nanosheetsPANI: Silicene nanocomposite material was prepared and used to modify the PANI electrode for use in the detection of glucose by cyclic voltammetry.The nanocomposite showed enhanced electrochemical activity with the presence of silicene.The electrochemical sensor made it possible to distinguish the glucose signal in the presence of coexisting substancesPANI: Silicene nanocomposite material validated glucose detection accuracy with a low detection limit, promising material in biomedical applications.