Türkiye'nin tarımdaki yapısal dönüşümü: Brezilya ve Hollanda örnekleri ile karşılaştırma
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Gedik Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Tarım, insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için ihtiyaç duyduğu beslenme ihtiyacını karşılamakla birlikte, günümüzde ekonominin de can damarlarından birisini oluşturmaktadır. Endüstri Devrimi ile birlikte Batı'dan başlayarak dünya geneline yayılan yapısal dönüşüm süreci, tarımın ekonomideki birincil konumunu zamanla değişime uğratmıştır. Bu değişim bazı ülkelerde yapısal dönüşüm ve dış ticaret teorilerine göre uygulanmış ve başarıya ulaşmışken, Türkiye'nin de içinde bulunduğu birçok ülkede plansız ve kontrolsüz şekilde gelişmiş ve başarıya ulaşamamıştır. Bu yapısal dönüşümü başarı ile uygulayarak, günümüzde tarımsal ürünlerin üretimi ve ihracatı bakımından dünyada sırasıyla ikinci ve dördüncü durumda bulunan Hollanda ve Brezilya'nın bu süreci nasıl gerçekleştirdiği, bu doğrultuda Türkiye'nin bundan sonraki süreçte benzer başarıya ulaşabilmek için neler yapması gerektiği analiz edilecektir. Bu bağlamda iki ana faktör ön plana çıkarılacaktır; birincisi yapısal dönüşüm teorileri kapsamında Türkiye'deki tarım sektörünün faktör verimliliğini arttırabilecek etkenlerin bulunması ve ikincisi ise bu yolla ortaya çıkacak olan ihtiyaç fazlası ürünlerin uluslararası ticaret teorilerine uygun olarak dünya pazarına nasıl sokulacağının belirlenmesine yönelik olacaktır. Yapısal dönüşüm çerçevesinde analiz edildiğinde Türkiye, üretiminde ve ihracatında dünya lideri olduğu fındık gibi en önemli tarımsal ürünün üretim verimliliğinde ancak beşinci sırada yer almaktadır. Benzer durum ekilebilir tarımsal arazisinin % 45'ine yakın alanını kaplayan buğday üretimi için de geçerlidir; Türkiye, 2017 yılı itibari ile buğdayın üretim verimliliğinde lider olan Fransa'nın hektar (ha) başına 1/3'kadarını üreterek dünyada ancak dokuzuncu sırada yer alabilmektedir. Bu sebepten dolayı ürettiği ürünü ihraç etmek bir yana içerideki ihtiyacı dahi karşılayacak durumda olamamakta ve ithalat yoluna başvurmaktadır. Tarımsal dış ticaret bağlamında ise Türkiye başta üretim verimliliğindeki zayıflığı olmak üzere birçok eksikliğinden dolayı rekabet dezavantajına sahiptir. Türkiye'nin tarımsal alanda rekabet etmek durumunda olduğu ülkeler akıllı ve robotik tarım gibi teknolojiler ile üretim yaparken, Türkiye bu kavramlar ile daha yeni tanışır durumdadır. Türkiye'de tarımsal ürünler çoğu çiftçi için geçimlik bir araç olarak kullanılırken, tarım alanında önde gelen Brezilya ve Hollanda gibi birçok ülkede büyük tarımsal işletmeler ya da kooperatifler aracılığı ile cari fazlası oluşturan bir sektör durumundadır. Bu çalışmada, XV. Yüzyıldan başlayarak Türkiye, Brezilya ve Hollanda'nın tarımsal alandaki yapısal dönüşümleri analiz edilecek ve bu bağlamda tarihsel gelişimleri, işletme ölçekleri, Ar-Ge yatırımları, inovasyonun lokomotif kurumları, toplam faktör verimlilikleri ve uluslararası ticaret etkinlikleri uluslararası ticaret teorileri kapsamında karşılaştırılmaktadır. Çalışmanın sonuç bölümünde, Türkiye'nin önde gelen tarımsal ürün ihracatçısı ülkeler arasına katılabilmesi için devletin öncülüğünde tarımsal yüksekokullar, üniversiteler ve araştırma merkezleri açılarak sektörel eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve bu yolla tarımsal üretim verimliliğinin arttırılması gerekmekte olduğu vurgulanmaktadır. Bununla birlikte daha önce yapılan akademik çalışmalar ve testler sonucu Ar-Ge yatırımlarının tarımsal üretim verimliliğini arttırmaktaki en önemli etken olduğu ortaya konmuştur. Bundan dolayı var olan Ar-Ge merkezleri iyileştirilmeli ve bu lokomotif kurumlarda çalışan araştırmacıların nitelikli olanlar ile güçlendirilmesi gerekmektedir. Eğitim kurumları/araştırma merkezleri, kamu ve özel sektör arasındaki bağ sıkılaştırılarak koordinasyonu iyileştirilmeli ve ilk iki kurumun üçüncü kurumun üretim verimliliğinin arttırılması ve yeni ürünler bulunması için çalışmalar yapması gerekmektedir. Brezilya ve Hollanda ile karşılaştırıldığında Türkiye'deki tarımsal özel sektörün Ar-Ge yatırımlarının çok kısıtlı olduğu gözlenmektedir ki tarımsal üretim verimliliğine en fazla katkı sağlayabilecek Ar-Ge çalışmaları, ihtiyaçlarını en iyi bilen özel sektör tarafından yapılabilecektir. Bu sebepten dolayı kamunun teşvik oranlarını arttırarak özel sektörü desteklemesi gerekmekte olduğu ortaya çıkan diğer bir sonuçtur. Ortaya çıkacak olan üretim verimliliği artışından dolayı ulusal ve uluslararası firmaların Türkiye'deki tarım sektörüne yatırım yaparak kâr etme fırsatını görmesi tarımsal işletme ölçeklerinin büyümesine imkân sağlayacaktır ki bunun sonucu olarak da üretim çıktısı artacaktır. Ortaya çıkacak olan bu üretim fazlalığı için uluslararası yeni pazarlar bulunması gerekecek ve ihracat rakamları artabilecektir. Bu noktada en önemli olan mesele ise maliyeti düşürülerek üretim verimliliği arttırılacak olan ürünlerin faktör zenginliği ve uluslararası piyasalarda rekabet üstünlüğüne sahip olan ürünler arasında olmasıdır. Ayrıca, uluslararası alanda tarımsal ürün ihtiyaçlarının hedef bölge ve ülkelere göre özel kurulacak olan araştırma ekipleri tarafından araştırılarak belirlenmesi ve bu bağlamda özel tarımsal ürünlerin geliştirilerek ihraç edilmesi dış ticaret hadlerinin arttırılmasına katkı sağlayabilecektir.
Beside the need of surviving for human being, agriculture is also an important sector as one of the main part of economics. The main sector role of agriculture in economics has been changed with the starting of structural transformation process, which was began after the Industrial Revolution first in western countries and spread all around the world. This change, in some countries, was planned according to the structural transformation and international trade theories and have been succeded, but in some other countries, including Turkey, was not. Netherlands and Brazil, who are currently the second and fourth of the largest agricultural exporters in the world respectively. The main theme of this thesis is to find out how these two countries have regulated the structural transformation process and which kind of policies can be advised on to Turkish agricultural sector. On this respect two main factors will be analysed; first is to find out the ways of increasing total factor productivity in Turkish agriculture sector according to the structural transformation theories and the second is how the surplus products, emerged with productivity, could be introduced to the World market according to the International trade theories. According to the analysis in terms of structural transformation, Turkey is the world leader on manufacturing and exporting of hazelnuts but on the productivity range only be at fifth as such a most important agricultural commodity. The similar situation is also analysed on wheat, which cover around 45% of total agricultural land of Turkey; for the year of 2017 Turkey could get placed on the nineth in terms of productivity of wheat in the world with the yield of 1/3 per ha output of France as the world leader. That is why the manufactured commodity has not been enough to cover the local needs, therefore the import option is used mostly. In terms of international trade, Turkey has disadvantage because of the weakness on productivity in first and some other lacks. While the competitors of Turkey has manufacture in smart farming technologies for a long time, Turkey newly become acquainted with this kind of concepts. In Turkey most of the farmers dealing on agriculture in order to subsistence their existence, but in some other countries, who are in foremost like Brazil and Netherlands have coordinated either in bigger companies or cooperatives to support the economy by providing foreign trade surplus. On this paper, the structural transformation of agriculture in Turkey, Brazil and Netherlands will be analysed starting from XVI. century and compared in basis of historical developments, company sizes, R&D investments, locomotives institutions of innovation, total factory productivity and international trade in base of international trade theories. As a result, in order to be foremost countries in agricultural foreign trade Turkey has to increase the agricultural productivity by increasing of educational level in sectoral manner by investing new agricultural high schools, universities and resarch centers. Beside the education, the most effective way of increasing agricultural productivity is R&D investments, which was tested and realized by the former academical researches. The existing R&D investments has to be increased and the locomotive instituties has to be enforced by qualified researches. The tights in between the educational/research institutions, public and private sectors in agriculture has to be well coordinated and first two has to work to increase the productivity of the existing plants and find new ones. As the part of private sector in agricultural R&D is so limited, compared with Brazil and Netherlands, the public has to support the R&D investment by providing further incentives to the private sector, as who can get the most effective solutions for their own needs. Once the national and international companies see the oppurtunity to get profit by investing on agricultural sector, the sizes of the formers getting bigger and agricultural output also arised. This kind of agricultural surplus make it possible for the compaines to export the commodities to the international markets. The most important issue to find the comperative advantaged products and emphize on to minimize the cost and increase the productivity to get more part on international markets. To search international markets and find the needed goods in country level and develop special products to have part on that market by using of qualified marketing persons.
Beside the need of surviving for human being, agriculture is also an important sector as one of the main part of economics. The main sector role of agriculture in economics has been changed with the starting of structural transformation process, which was began after the Industrial Revolution first in western countries and spread all around the world. This change, in some countries, was planned according to the structural transformation and international trade theories and have been succeded, but in some other countries, including Turkey, was not. Netherlands and Brazil, who are currently the second and fourth of the largest agricultural exporters in the world respectively. The main theme of this thesis is to find out how these two countries have regulated the structural transformation process and which kind of policies can be advised on to Turkish agricultural sector. On this respect two main factors will be analysed; first is to find out the ways of increasing total factor productivity in Turkish agriculture sector according to the structural transformation theories and the second is how the surplus products, emerged with productivity, could be introduced to the World market according to the International trade theories. According to the analysis in terms of structural transformation, Turkey is the world leader on manufacturing and exporting of hazelnuts but on the productivity range only be at fifth as such a most important agricultural commodity. The similar situation is also analysed on wheat, which cover around 45% of total agricultural land of Turkey; for the year of 2017 Turkey could get placed on the nineth in terms of productivity of wheat in the world with the yield of 1/3 per ha output of France as the world leader. That is why the manufactured commodity has not been enough to cover the local needs, therefore the import option is used mostly. In terms of international trade, Turkey has disadvantage because of the weakness on productivity in first and some other lacks. While the competitors of Turkey has manufacture in smart farming technologies for a long time, Turkey newly become acquainted with this kind of concepts. In Turkey most of the farmers dealing on agriculture in order to subsistence their existence, but in some other countries, who are in foremost like Brazil and Netherlands have coordinated either in bigger companies or cooperatives to support the economy by providing foreign trade surplus. On this paper, the structural transformation of agriculture in Turkey, Brazil and Netherlands will be analysed starting from XVI. century and compared in basis of historical developments, company sizes, R&D investments, locomotives institutions of innovation, total factory productivity and international trade in base of international trade theories. As a result, in order to be foremost countries in agricultural foreign trade Turkey has to increase the agricultural productivity by increasing of educational level in sectoral manner by investing new agricultural high schools, universities and resarch centers. Beside the education, the most effective way of increasing agricultural productivity is R&D investments, which was tested and realized by the former academical researches. The existing R&D investments has to be increased and the locomotive instituties has to be enforced by qualified researches. The tights in between the educational/research institutions, public and private sectors in agriculture has to be well coordinated and first two has to work to increase the productivity of the existing plants and find new ones. As the part of private sector in agricultural R&D is so limited, compared with Brazil and Netherlands, the public has to support the R&D investment by providing further incentives to the private sector, as who can get the most effective solutions for their own needs. Once the national and international companies see the oppurtunity to get profit by investing on agricultural sector, the sizes of the formers getting bigger and agricultural output also arised. This kind of agricultural surplus make it possible for the compaines to export the commodities to the international markets. The most important issue to find the comperative advantaged products and emphize on to minimize the cost and increase the productivity to get more part on international markets. To search international markets and find the needed goods in country level and develop special products to have part on that market by using of qualified marketing persons.
Açıklama
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Ticaret Bilim Dalı
Anahtar Kelimeler
Türkiye, Brezilya, Hollanda, Tarım, Yapısal Dönüşüm, Toplam Faktör Verimliliği, Uluslararası Ticaret, Turkey, Bresil, Netherlands, Agriculture, Structural Transformation, Total Factor Productivity, International Trade