Ölüm sosyolojisi: geleneksel ve modern toplumda ölümün toplumsal anlamları

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2021

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Çağatay Sarp

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Her canlının yaşam döngüsünün sonu olan ölüm, biyolojik olduğu kadar toplumsal ve kültürel bir olgudur. Ölüme yüklenen anlamların zaman içerisinde ve toplumdan topluma farklılık göstermesi onu sosyoloji disiplinin araştırma nesnesi haline getirir. Sosyolojide geçerli olan üç ana paradigma ile feminist ve post-modern yaklaşımlar, ölümü farklı açılardan ele almış ve ölümün farklı toplumsal özelliklerine vurgu yapmışlardır. Modern öncesi toplumlarda yaşamın olağan bir parçası olarak görülen ölüm, modern toplumlardaki akılcılaşma ve tıbbileşme nedeniyle yaşamdan dışlanmış, adeta mücadele edilen bir öteki haline gelmiştir. Hastanın ve hastalığın kurumsallaşması ve tıbbın egemenliğine girmesi, ölümün de kurumsallaşmasına ve toplumdan uzaklaştırılmasına sebep olmuştur. Bu bağlamda iyi bir ölümün tanımı da değişmiştir. Geleneksel toplumlarda ahlaki değerlerle tanımlanan iyi ölümün modern toplumlarda, acısız ve ağrısız, ölmekte olan kişinin sevdikleri çevresindeyken gerçekleşen bir ölüm olarak tanımlandığı görülmüştür. Bu bağlamda bu makalede önce sosyolojik paradigmalarda ölüm olgusunun nasıl ele alındığı sunulmuştur. Sonraki bölümde modern toplumlarda ölümün nasıl konumlandırıldığı, modern ve geleneksel toplumlar arasında ölüme yaklaşım ve ölümün deneyimlenmesi bağlamında nasıl farklar olduğu, nedenleriyle birlikte ortaya konmuştur. Son olarak, iyi ölümün nasıl tanımlandığı ve bunun da tarihsel süreçte nasıl değiştiği ile ilgili tartışmalara yer verilmiştir. Ölüm sosyolojisi alanında ileride yapılabilecek araştırmalarla dair önerilerle, çalışma sonlandırılmıştır.
Death, which is the last duration of every being, is a cultural, social, and historical fact as well as biological. The changing meanings of death both in time and among societies make it a subject of study for sociology. However, in Turkey, sociology of death has yet been untouched and the number of sociological research on death is rare. This paper aims to contribute the sociology of death literature by investigating how death has been constructed in both traditional and modern societies and what have been the meanings of a good death in this context. For this purpose, in this paper firstly, how structuralist, interpretative and critical approaches and feminist and post modernist approaches captured death and which social characteristics of death they emphasized are mentioned. Secondly, how death is differentiated among traditional and modern societies, how it became “the other” of life because of rationalization, institutionalization and medicalization although it used to be a part of life cycle in pre-modern times. In this framework, the institutionalization of the illness and the ill which resulted in the institutionalization and exclusion of death is discussed. Finally, the changing social meaning of death in transition from pre-modern to modern societies and the changing meaning of a good death in relation to this, are stressed. It is found out that, whereas a good death had been identified with morality in pre modern societies, it has been identified with painlessness and being surrounded by beloved ones in modern societies.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Ölüm Sosyolojisi, İyi Ölüm, Tıbbileşme, Ölümün Kurumsallaşması, Sociology of Death, Good Death, Medicalization, Institutionalization of Death

Kaynak

Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

8

Künye