Turkey's humanitarion diplomacy in Somalia (2011-2020): a neoclassical realist interpretation
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Gedik Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
For a long time, humanitarian and financial aid have usually recognized either as the liability of the first world toward the third world or as the assistance of allies to one another and therefore disregarded as non-scholarly matter. However, as of the beginning of the 21st century, humanitarian and financial aid turned into a much more complex phenomenon involving political, economical, diplomatic, ideological, and moral aspects. Moreover, the character of humanitarian and financial aid has changed when emerging great and regional powers started to use them as a strong foreign policy tool. This research studies the purpose and effects of Turkey's leadership position in the areas of humanitarian and financial aid in the global by inspecting Turkey's policy of Humanitarian diplomacy in Somalia which has been in place since 2011. Turkey's leading position in humanitarian aid in Somalia remains as an intriguing subject for scholars as Somalia faces external and internal power vacuum problems in statebuilding and peace-building processes. This thesis investigates the reasons as to why Turkey conducts humanitarian diplomacy in Somalia through the theory of Neoclassical Realism. This thesis argues that Turkey has been trying to fill up this power vacuum in Somalia by using humanitarian diplomacy. Even though Neoclassical Realism is often neglected in examining foreign policy by many scholars, findings of this study suggest that Neoclassical Realism is the most appropriate theory to analyze Turkey's activism regarding humanitarian diplomacy in Somalia.
Uzun bir süre boyunca, ekonomik ve insani yardımlar, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yönelik ya da müttefiklerin birbirlerine karşı sorumluluğu olarak algılanmış ve akademik açıdan ihmal edilmiştir. Ancak 21. yüzyılın başında, ekonomik ve insani yardımlar; siyasi, ekonomik, diplomatik, ideolojik ve ahlaki boyutları olan karmaşık bir fenomene dönüşmüştür. Üstelik oluşmakta olan büyük güçlerin ve bölgesel güçlerin insani ve ekonomik yardımı güçlü bir dış politika enstrümanı olarak kullanmaya başlamasıyla birlikte, insani ve ekonomik yardımın karakteristiği de değişmiştir. Bu tez, Türkiye'nin insani ve ekonomik yardım politikasında öncü konumunun nedenleri ve sonuçlarını Türkiye'nin 2011?den beri Somali'de yürütmüş olduğu "insani diplomasi" politikaları kapsamında değerlendirmektedir. Türkiye'nin Somali'de insani diplomasi konusundaki lider konumu, Somali'de devlet kurma ve barış inşası konularında iç ve dış etkenlerde yaşanan boşluk da düşünüldüğünde, akademisyenler için ilgi çekici bir konu haline gelmektedir. Bu çalışma, Neo-Klasik Gerçekçi kuram doğrultusunda Türkiye'nin Somali'deki insani diplomasi faaliyetlerinin nedenlerini araştıracaktır. Bu çalışmada, Türkiye'nin insani diplomasiyi kullanarak Somali'deki güç boşluğunu doldurmaya çalıştığı iddia edilmektedir. Neo-Klasik Gerçekçilik akademisyenlerce dış politikada genelde ihmal edilse de, bu tezin bulguları, Türkiye'nin Somali'deki aktif insani diplomasi faaliyetlerini açıklamak için en uygun teorinin Neo-Klasik Gerçekçilik olduğunu iddia etmektedir.
Uzun bir süre boyunca, ekonomik ve insani yardımlar, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yönelik ya da müttefiklerin birbirlerine karşı sorumluluğu olarak algılanmış ve akademik açıdan ihmal edilmiştir. Ancak 21. yüzyılın başında, ekonomik ve insani yardımlar; siyasi, ekonomik, diplomatik, ideolojik ve ahlaki boyutları olan karmaşık bir fenomene dönüşmüştür. Üstelik oluşmakta olan büyük güçlerin ve bölgesel güçlerin insani ve ekonomik yardımı güçlü bir dış politika enstrümanı olarak kullanmaya başlamasıyla birlikte, insani ve ekonomik yardımın karakteristiği de değişmiştir. Bu tez, Türkiye'nin insani ve ekonomik yardım politikasında öncü konumunun nedenleri ve sonuçlarını Türkiye'nin 2011?den beri Somali'de yürütmüş olduğu "insani diplomasi" politikaları kapsamında değerlendirmektedir. Türkiye'nin Somali'de insani diplomasi konusundaki lider konumu, Somali'de devlet kurma ve barış inşası konularında iç ve dış etkenlerde yaşanan boşluk da düşünüldüğünde, akademisyenler için ilgi çekici bir konu haline gelmektedir. Bu çalışma, Neo-Klasik Gerçekçi kuram doğrultusunda Türkiye'nin Somali'deki insani diplomasi faaliyetlerinin nedenlerini araştıracaktır. Bu çalışmada, Türkiye'nin insani diplomasiyi kullanarak Somali'deki güç boşluğunu doldurmaya çalıştığı iddia edilmektedir. Neo-Klasik Gerçekçilik akademisyenlerce dış politikada genelde ihmal edilse de, bu tezin bulguları, Türkiye'nin Somali'deki aktif insani diplomasi faaliyetlerini açıklamak için en uygun teorinin Neo-Klasik Gerçekçilik olduğunu iddia etmektedir.
Açıklama
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Mühendislik Yönetimi Bilim Dalı
Anahtar Kelimeler
Turkey's Humanitarian Diplomacy in Somalia, Turkish Foreign Policy, Somalia, Justice and Development Party, Humanitarian Diplomacy, Neoclassical Realism, Türkiye'nin Somali'deki İnsani Diplomasisi, Türk Dış Politikası, Somali, Adalet ve Kalkınma Partisi, İnsani Diplomasi, Neo-Klasik Gerçekçilik